Yönetim Admin
Mesaj Sayısı : 70 Kayıt tarihi : 06/03/09
| Konu: Fatih'in ölümündeki Sır Perdesi, Fatih öldü mü, öldürüldü mü? C.tesi Mart 07, 2009 1:42 pm | |
| Fatih Sultan Mehmed Han 29/30 Mart 1432 Cumartesi/Pazar gecesi Edirnede'ki Eski-Saray'da doğmuş ve on dokuz yaşının içinde Osmanoğulları'nın yedincisi olarak 18 Şubat 1451 Perşembe günü, babası ikinci Murad'ın vefatı üzerine ikicni defa tahta çıkıp, otuz sene, iki ay, on dört günlük bir saltanattan sonra, kırk dokuz yaşında vefat etmiştir. Muhtelif vesilelerle kaydettiğimiz gibi, tarih, Türk düşmanlığının çeşitli tezahürleriyle doludur ve bunlardan biri de: Fatih Sultan Mehmed Han'ın Venedikliler tarafından zehirletilerek öldürtülmesidir!... Bizans'ı feth ederek ehl-i salibin son kal'asını yıkıp Hadis-i Şerifin sırrına mazhar olan Fatih Sultan Mehmed Han'ı yok edebilmek için Venediklerin tertiplediği 14 suikast bir netice vermemiş, nihayet on beşinci ve sonuncu sui kasdle Büyük Türk Hakanı, bir yahudiye zehirlettirilip öldürülmüştür!... Maestro Jacapo adlı Venedikli bir Yahudi, sözde Müslüman olarak "Yakup" adını almış, bilahare "paşa" ünvanını da kazanarak "Yakup Paşa" olan bu dönme, Fatih'in hususi hekimliğine kadar yükselebilmiştir!!! Venediklilerin, bu dönme hekimle yaptığı anlaşmaya göre, şayet Yakup Paşa (!!!), padişahı zehirleyip öldürebilirse, kendisine iki yüz elli bin duka altını verilecek ve hem kendisi, hem de neslinden gelecek bütün ahfadı Venedik vatandaşı hukukuna sahip olacak, ayrıca her çeşit vergi ve mükellefiyetten de muaf tutulacaktır!... Fatih Sultan Mehmed Han, 27 Nisan 1481 CUma günü, yeni bir sefer hazırlığını tamamlayıp üç yüz binkişilik ordusu başında İstanbul'dan Üsküdar'a geçmiş ve işte o gün, Yakup Paşa (!!!) adlı o yahudi dönmesi hekim, Fatih'i zehirlemeye başlamış, sonra da guya tedavi kasdıyla zehrin miktarını tedricen arttırmıştır!... Fatih, bu zehirlenme neticesi, Aşık Paşa-zade'nin kaydettiğine göre: "ciğerleri parçalanarak ve kan kusarak" Üsküdar'la Gebze arasındaki Hünkar-Çayırı (Maltepe) mevkiinde 3 Mayıs 1481 Perşembe günü vefat etmiş, Padişaha su'i-kasd yapıldığı hemen duyulduğundan, o, Yakup Paşa adlı yahudi dönmesi, beklediği milyonlara ve imtiyazlara kavuşamadan oracıkta asker tarafından parça parça edilivermiştir! "İla cehenneme zümera"... Büyük Türk Hakanı'nın bu şekilde vefatı haberi Avrupa'ya ulaştığında, her tarafta toplar atılarak şenlikler yapılmış ve Papa'nın emriyle bütün Avrupa kiliselerinde 3 gün 3 gece çanlar çalınarak "şükür ayinleri" tertip edilmiştir!!!Fatih Sultan Mehmed Han'ın cenazesi, oğlu ikinci Beyazıd İstanbul'a gelinceye kadar on dokuz gün bekletilmiş ve 22 Mayıs Salı günü, büyük merasimle kaldırılıp kendi adını taşıyan camiinin avlusuna defnedilmiştir. Fatih'in cenaze namazını, "Şeyh Vefa" adıyla ma'ruf büyük veli ve alim Şeyh Muslihiddin Mustafa Efendi kıldırmış ve tabutun altına ilk girenler, oğlu Beyazıd ile devrin ünlü vezirleri olmuştur. ... Fatih’e bu ilaç içirildi Fatih’in ölümüne neden olduğu ileri sürülen ilacın formülü ise şöyleydi: “Güclebüken dirhem 10/Karanfil dirhem 5/Darcın (Tarçın) dirhem 8/Beşbase dirhem 8/Cevz buvva dirhem 10/Anisun dirhem 10/Mastika dirhem 5/Ud belesan dirhem 10/Asarun dirhem 10/Misk çekirdek dirhem 1.” Bu karışım güclebüken+karga büken ağacının tohumlarından elde ediliyor. Ağaç Hindistan’da Seylan bölgesinde ve Kuzey Avustralya’da yetişiyor. Adeta ceket düğmesine benzeyen bu ağacın meyvesinin içinde, 8 tane tohum bulunuyor. Bu meyveler afrodizyak etkisiyle biliniyor. Yüksek dozda verildiğinde bir köpeği öldürdüğü biliniyor. Strychnin, Brucin ve Vomicine etkili alkoleit maddeleri. İkinci zehirli madde Asarun. Buna aynı zamanda meyhaneci otu, çoban düdüğü ya da yabani nardin de deniliyor. Uzmanlar, bunlardan zehirlenen bir insanın duygularının şiddetlendiği, titreme ve anormal hareketler görüldüğünü söylüyorlar. Soluk alma ve sindirim sistemini tahrif ediyor, bunun sonucunda da ölüm hali gerçekleşiyor. Dönemin birçok Osmanlı tarihçisi, Fatih’e bu ilacın içirilerek zehirlendiğini, hatta bu işi Cenevizlilerin yaptığını ileri sürdüler. Zaten, Venedik balyosu 1481 yılında Fatih’in ölüm haberini kendi ülkesine ulaştırırken “LA ORANDA AQUILA E MORTA” (Büyük Kartal Öldü) deyimini kullanıyordu. Haber Roma’da duyulunca şenlikler düzenlenmiş, Papa’nın buyruğu ile Avrupa kiliselerinde şükür ayinleri yapılmıştı. | |
|